Tags

, , , ,


Sevgili Hande blogunda mimlemiş beni. Mim gereği aşağıdaki sorulara cevaplarımı verip sonrasında da üç blogcuyu mimleyeceğim.

Lakin böyle işler çocukken olurdu. Bir mektubu çoğaltır birbirimizin posta kutusuna atardık. Aynı mahalle içinde aynı mektup döner dururdu ve o mektubun sonunda  şöyle bir ifade yer alırdı. “Bunu bir hafta içinde en az yedi kişiye iletirseniz bir ay içinde hayal edemeyeceğiniz güzellikte şeyler yaşayacaksınız, aksi takdirde kötü talih peşinizi bırakmayacak…”

İşte sorular…

1. Sence çok anlamlı bir söz?

İnançları fazlaca sorgulayan biri olmama karşın aslında şu sıralar en sevdiğim söz bir hadis… “Yaradan kuluna nasip etmeyeceğini hayal ettirmezmiş…” Benim gibi bir hayalperest bu sözü sevmez mi? Sonuç: hayal etmeye devam.

2. Makyajında olmazsa olmazın?

Makyaj hiç olmasa bile olur.

3. Uyguladığın güzellik tüyosu nedir?

Cildimi olabildiğince az kozmetik maddeye maruz bırakmak. Bir de sadece her sabah duş sonrasında yüzüme krem sürmek. Eskiden annem kullandığı için mecburiyetten Nivea’ydı, şimdilerde freeshopta en ucuz diye aldığım Biotherm’in pompalı şişede, portakal kokulu Lait Corporel’i.

4. En sevdiğin çiçek?

Tabii ki de Fulya.

5. Nefret ettiğin bir şey?

Bir sürü. İlk aklıma gelenler: Tembellik, can sıkıntısından şikayet edenler ve emrivakiler.

6. En çok sevdiğin iltifat?

“Senin günün kaç saat, 30 filan mı?”

7. Favori kitabın?

Öyle çok ki…ama galiba romanlardan Sevdiklerim / Siri Hustvedt ve denemelerden Pasajlar / Walter Benjamin.

8. Sana görünüş olarak yakın bulduğun ünlü?

Kimse…ben biriciğim. Ha, duruş olarak denseydi isim verebilirdim.

9. Herkesin beğendiği ama senin sevemediğin bir ürün?

‘Sevemediğim’ demeyelim de ‘almayı hiç düşünmediğim’ diyelim. Birincisi iyi ebeveyn olmanın yollarını öğreten çok bilmiş kitaplar, ikincisi de Sally Hansen ürünlerinin tümü.

10. Şu an en çok almak istediğin kozmetik ürünü?

Cık…yok. Zaten sınırlı sayıda kullandıklarım ( iki yıldır aynı far, aynı kalem, aynı iki ruj ve bir yıldır da aynı rimelle gayet idare ediyorum) benim için yeterli.

Kaz ayaklarım henüz şükür yok. İleriki on yılda olabilecek kırışıklıklar için de ‘olsun artık o kadar,’ diyorum. Hiç saçımı boyamadım. Muhtemelen bundan sonra da beyazlamaya başladıktan sonra da boyamayacağım. Zaten mizaç olarak öyle yirmi günde bir saç boyasıyla filan uğraşamam.

Fikrim sorulacak olursa…bence bu bir kozmetik ürün için çaktırmadan yapılan pazar araştırması anketi. Soru 1,5, 7 sadece durumu fazla aşikar hale getirmemek için konmuş. Sanırım verdiğim cevaplar yüzdeleri ya da sonuçları diyelim, çok etkili olmayacak olsa bile istenmeyen yönde etkileyecektir. Cevaplardan anlaşıldığı üzere, söz konusu ürün ne olursa olsun kesinlikle hedef kitlede değilim, ben onu biliyorum.

Yine de başta belirttiğim üzere bir bağlaç lazım. Blog dünyasına uyarlayarak diyorum ki, “Ey Mimlenenler…  üç gün içinde üç kişiyi mimlerseniz blog takipçileriniz üç hafta içinde üç katına çıkacak, aksi takdirde üç ay sonra üçte birini mumla  arayacaksınız.”

Kimleri mimlediğime gelecek olursak… Aflarına sığınarak…

–         KakaraKikiri

–         Atalet

–         Leylak Dalı

Mimlendiniz…